30 Mart 2016 Çarşamba

Dünyanın En Güzel Doğum Günü Hediyesi - World's Best Birthday Gift

Eveet tekrardan geldim. Şimdi lafı uzatmadan yaptıklarıma geçeyim en iyisi. Kesinlikle dünyanın en iyi doğum günü hediyesini aldım, siz de katılırsınız sanırım:D.

Geçen perşembe, doğum günümden bir gün önce, okuldan çıkar çıkmaz Moncton'a gittik. Elimizde uzuun bir liste vardı. Saat 8'den 11'e kadar o listeyle uğraştık. Gece ise beklemeye başladım. Sabah 7'de kalkmış olmama rağmen saat gece 3'te hala gözüme uyku girmiyordu heyecandan. Uçak da gecike gecike bir hal oldu. 1:15'te gelmesi gereken uçak 4:15'te geldi. Ama benim için fark etmiyordu çünküü o uçakla annem geliyordu:D. Evet benim canım anneciğim oğluşuna kıyamayıp doğum günüm için dünyanın öteki ucuna geldi. Koordinatörlerin hepsi ilk defa birinin ailesinden biri geldi dediler:D. Normalde öğrenciler dönüyormuş geri:D.

Annem gelince hemen otelde yataklara attık kendimizi. Sabah 10 civarı kalkıp kahvaltı yaptık ve 2 gibi tekrar yola koyulduk. Önce annemle kalacağımız otele eşyaları bıraktık sonra da eve gittik. Evde a önce bahsettiğim listeden aldıklarımızla yemek yapmaya koyulduk. Çok uğraştırıcı bir işti ama annemle aman geçirdiğim için her dakikasına değerdi (yine de patates soymaktan nefret ediyorum). Tüm günü yemek yaparak geçirdik desek yeridir. Yine 11 gibi otele döndük.

Bu arada otel nehrin yanında çok şık bir oteldi ve annemle ikimiz bir odada kalıyorduk. CCumartesi günü yemek yapma işimize devam ettik. Akşam 6 gibi herkes gelmeye başladı ama biz  yemeği 7 buçuk civarı bitirdik. Gelenler Mustafa, Barkın, Yalın, Zeynep, Buket, Lale ve onların yanlarında kaldıkları aileler (bir ya da iki kişi geldi en fazla). Toplamda 18 kişiydik. Yemeklerimiz ise köfte, pilav, bulgur pilavı, biber dolması, pastırmalı kuru fasülye ve benim için "anneanne yemeği" olan orman kebabı idi. Eğer ki 7 ay boyunca Kanada'da öğrenci hayatı sürmüş iseniz o sıradaki hislerimizi anlayabilirsiniz. Bunlar yemek yapmayı bilmiyor anacım, her şey pratik olsun diye tatsız tuzsu şeyler yiyorlar. Özel yemekleri de sadece hindi. Başka bir şey yok:D.

Evet cumartesi akşamını da hep beraber geçirip leziz yemekler ve üstüne baklava, lokum ve pişmaniye yiyip türk çayı ve türk kahvesiyle de noktalandırdık. Ben bu arada aşağıda bir kaç arkadaşımı bilardo oynayalım dediklerine pişman etmiş olabilirim tabii. Ve kimsenin aklına gelmediği için yanımızdaki sucuğu hiç çaktırmadan geri götürmüş de olabilirim. Ama sonuçta benim doğum günüm, benim hediyelerim değil mi:P.

Toplamda 15 saati yemek hazırlayarak geçirdik. Hadi ben neyse de annem o uçuştan gelip o kadar az uykuyla nasıl dayandı hiçbir fikrim yok:D. Pazar günü Paskalya'ydı. Biz de sabah kalkıp yürüyüşe çıktık annemle. Annem bol bol fotoğraf çekti her zamanki gibi:D. Sanırım 4 günde benim 7 ayda çektiğimden fala fotoğraf çekmiştir:D. Öğleyin odamıza geri döndük. Biraz dinlendik ve tekrar yürümeye başladık. Yalın'ın ailesi bizi Paskalya yemeklerine davet etmişlerdi. Biz de onların evine yürüdük. Oraya sadece bir kere gitmiş olmama rağmen evi haritasız bulmayı başarmış olmam herkesi baya etkiledi:D Kalabalık bir aileydiler. Ben genelde içeride Yalınla takıldım. Yemekte tabii ki hindi vardı:D. Güzeldi ama biim geçen akşam pişirdiklerimizle boy ölçüşemezdi:D.

Pazartesi günü Colin bizi kayma tepesine götürdü. O gün kızakla gezdik, kar motorsikletinin arkasında sürüklendik, simitle kaydık ve geyik gördük:D. Günü hindi ile noktalamasak olmazdı tabii ki :P. Annem hasta gibiyim falan diyerek beni korkutsa da bir şey olmadı:D. Salı günü ise aslında bir okul günüydü ama annem buradayken ben okula gidicem di mi:D. Sabah sonunda açılmış olan mağazaları biraz dolandık. Öğleyin Colin bizi Moncton'a götürdü. Orada da akşam 6'ya kadar mağazada ve yemek yerinde sohbet ederek oyalandık. Sonra da anneciğimi yolcu etmeye havaalanına gittik. O da sağ sağlim evine döndü:).

Bu kesinlikle şu ana kadar ki en güzel doğum günü hediyesiydi:D. 7 ayın sonunda annemi görmüş olmak nasıl hissettirdi anlatamam. Ne iyi ettin de geldin anneciğim:). Geriye sadece 3 ay kaldı:D.

Not: Sucuğum, çayım, peynirlerim ve yemeklerden geri kalanlar var. 3 ay yetmeliler:D.

World's Best Birthday Gift

Last thursday after school, we went to Moncton. We had a loong list to buy, so we worked on it for a while. After that, we waited 'till 4 and I couldn't sleep. Then we went to airport to greet my mum. Yes, my mother came all the way from Turkey for my birthday. I was soo excited. I haven't seen her since September. So this was great.

Friday, we came back to the house and started preparing a huge for saturday. It was a Turkish meal, with Canadian foods:D. We worked all day Friday and most of the Saturday. After 15 hours of work in kitchen, we finally ate it:D. Saturday night was like a little feast. There were 7 (including me) Turkish exchange students and their host parents. We ate our supper, had our desserts and Turkish coffee or tea. I must say, after all of that work, that night was really enjoying. But both me and my mum were REALLY tired. So didn't leave our beds 'till afternoon next day:D.

Sunday was Easter. We went our for a walk with my mum. My mum took lots of pictures (probably more than I took in 7 months). Then around 2 we went to my friend Yalın's house by walking. They had invited us for their Easter Dinner. It was (like all of the other important meals here:) a turkey dinner. It was delicious but nothing compared to the Turkish food, obviously:D. After the dinner, we walked back to our hotel in which me and my mum stayed.

On monday, Colin took us to the sliding hill. We slayed on tubes, went for a sleigh rideand pulled by a snowmobile:D. Although my mum was saying that she was a bit sick, everything went great and we had lots of fun.

Finally, tuesday was actually a school day but I thought going to school while my mum is here is the most stupid idea ever:D. So we walked around in the morning. Visited some shops and bought some stuff:D. Afternoon, Colin took us to Moncton, where we spent a couple of hours by shopping, eating and talking:D. And at 6, we took my mum to the airport and she travelled home, safe and sound.

I can't explain you how happy I am to see my mum:D. I'm glad that she decided to come:). Thank you for everything mum:). There are just 3 months left:D.

13 Mart 2016 Pazar

Çılgın Bir Hafta - A Crazy Week

Tamam cidden uzun zamandır yazmadım amaa hakkında yazabileceğim çok zevkli bir hafta geçirdiğimi belirtmem lazım. Bu hafta "March Break" dedikleri haftaydı ve tüm hafta tatildik. Benim de bir planım yoktu. Şehrin bana göre daha da içinde oturan Türk arkadaşım Yalın bize gelsene dedi. Olur konuşayım Colinle dedim. Konuştuk e Colin izin verdi. Yalın'ın host annesiyle de konuştuk ve isterse tüm hafta kalsın dedi. Şimdi şunu eklemeliyim ki bu burada büyük bir olay çünkü normalde aileler tatilde çocuklardan kurtulmaya çalışıyorlar. Ben tabii ki fırsatı kaçırmadım:D.

Pazar günü kiliseden sonra (yırtamadım:/) beni Yalınlara bıraktılar. Şunu belirtmeliyim ki Yalın'ın host ailesi (Liliane ve Harry) gerçekten çok güler yüzlü insanlar. Gittiğimden beni sıcak karşıladılar. Liliane'nin söylediği ilk şey benim evimde utangaç olmak yasak, bir şey istersen gel ve al oldu:D. Daha sonradan öğrendim ki aile içeride çocuk olmasını çok seviyormuş. Kaç yıl olduğunu hatırlamıyorum ama uzun yıllardır exchange alıyorlarmış. Ve en çok Brazilyalıları ve Türkleri sevdiklerini çünkü onların diğer çocukların aksine zengin bir aileden bile gelseler nazik ve sevecen olduklarını ve kendilerine hizmetlilermiş gibi davranmadıklarını söylediler. Yani korkmayın, Türkiye'de hala umut var:D.

Günleri teker teker anlatmadan önce şuna da değinmek istiyorum ki Kanada'ya geldiğimden beri kilom hiç değişmemişti ama şu bir haftada kesin kilo aldım. Yemekler çok güzeldi, hatta burada yediklerimin en iyileriydi diyebilirim:D.

Şimdi ben orada bir hafta ne yaptım? Pazar günü sohbet ederek geçti. Akşam 10-11 civarı onlar yataklarına çekildiler biz de Yalın'la bilgisayarların başına geçtik. Yattığımızda saat sabahın 6'sıydı:D.

Pazartesi saat 12'de kalktık. Bisiklet sürsek mi derken çok üşendik ve evde geçirdik o günü de. Salı Barkın (yakınlarda oturan başka bir Türk arkadaşım) geleceğini öyledi o nedenle akşam 2'de yattık (erken yani:D). Salı günü akşama doğru Barkınla sinemada buluştuk. London Has Fallen adlı filme girdik. Şahsen ilk defa burada sinemaya gittim. Fiyatı uygundu, patlamış mısırı ve içeceği de güzeldi ama ara falan yoktu. Arada içecek alırız diyince arkadaşlar benle baya dalga geçti dolayısıyla:D. Ben nereden bileceğim hiç burada sinemaya mı gittim:D. Sinemadan sonra Yalınlara geçip gece 4 buçuğa kadar sohbet edip xbox oynadık. Şahsen ben konsol oyunlarını hiç beceremediğimden alay konusu oldum:D. Bir de gece yarısı Tim Hortons'a (bir kafe) gitme planımız vardı ama o saatte açık olmuyormuş ve sadece 2 bisikletimiz olduğundan etrafta gezemedik.

Çarşamda erkenden Barkın gitti. Onun host annesi öğle saatlerine yaşanacak olan buzlanmayı bahane edip geri gelmesini istedi. Biz sadece maazeret juydurduğunu düşünüyoruz çünkü Liliane zaten izzin vermişti hatta istemişti daha da kalmasını:D. Çarşamda ayrıca kızak gezimiz olacaktı ama buzlanma nedeniyle iptal oldu. Kızak gezisine de aslında onların grubu gidiyordu ama ben de orada olduğumddan ve yer olduğundan koordinatörleri benim de gelmeme izin verdi:D. Bizim bisiklet işi yine suya düştü bu arada yollar buzlu olduğu ve kar yağdığı için çıkmadık. Onun yerine sabahlama kararı aldık ve tüm gece uyumadan oyun oynadık.

Ertesi gün de hiç ara vermediğimizden oyun oynamaya devam ettik ama akşam saat 9 civarı tuş olmuştuk. Baktık uyuyakalacağız, Yalın 9'da yattı ben de 10'da yattım. Cuma saat 12'de kalktık. Kızak gezisi o gündü. Miramichi'de 3 exchange grubu var ve ikisi oradaydı. Ben de dedim ki hayır 3'de burada çünkü biim gruptan sadece Mustafa ve ben kaldık ve Mustafa Türkiye'deydi. Sonuç olarak 3 grup da vardı:D. Ve evet ben bir grubum:D.

Kızakları atlar çekiyordu. Bir süre sonra bir kamp evine geldik ve tüm günü orada geçirdik. 7 Çinli, 2 Brezilyalı, 1 Alman ve 5 Türk vardık. Biz Yalın, ben, Barkın, Lale ve Buket Türk tayfa olarak takıldık:D. Kamp yerinde hot dog ve marshmellow yedik. Ateş yaktık (Çinliler beceremeyince Yalınla olaya mangalcı eli atıp hallettik) ve yokuştan kızakla kaydık.

Kızaktayken 
(Beni almamışlar!)
(Aslına sanırım sağ alt köşedeki saç öbeği ben oluyorum)

 Kamp evinin önünde.
En sağdan Yalın, Barkın ve ben.
Bir üst sıranın en sağından Buket ve Lale.


Kızakta sohbet ederken ansızın çıkan kameraya tepkilerimiz:D


Biz üç kafadar takılırken (yine):D
Daha kaliteli olsa çok havalı olabilirmiş esasında:D.

İşte böyle fantastik bir hafta geçirdim. Cumartesi evde yatarak, Pazar ise geri dönerek geçti:D. Tekrar davet edildim, tekrar gideceğim:D. O zamanı da iple çekiyorum:D.


A Crazy Week

This past week was called "March Break" and there were no school for the whole week! I didn't have any plans but my Turkish friend Yalın called me to stay over so I went there. And I stayed there for the whole week:D.

His host parents were really nice people and I really like them. I hope they liked me too:D. They said that they need kids in the house. They really like kids around which isn't that common here. So they have been taking exchange students for a long time. They also said that they prefer Turkish and Brazilian kids as they are kind and easy-going.

When I first got there they gave me a warm welcome. They told me that I'm not allowed to be shy there:D. And I have to mention that the meals I had there were great:D. His host mum is a great cook.

So what did I do there? We mostly talked and played computer games. Sometimes played with xbox or watched videos. Sunday we went to bed at 6 in the morning:D. And we woke up at 12. We were considering goin out with bicycles but we decided not to as we were too lazy:D.

On tuesday, my other friend Barkın, who lives closer to there, came over. We met him at the cinema and I went to cinema for the first time since I came here. The popcorn and the drinks were really good:D. The weird thing was there were no break in the movie. After the movie we came back and Barkın stayed there for the night. We played xbox until 4.30 in the morning:D. Then Barkın went his home while we were sleeping because his host mum wanted him to come home before the freezing rain. So the wednesday was a staying at home day too because of the freezing rain. We decided not to sleep and stayed up all night. Thursday, at around 9pm, we were like zombies so we went to bed. Yalın's host family was laughing at our zombie look:D. They also said to me that it is okay if we want to do that unless it is a school day:D.

On friday we went to sleigh ride. It was supposed to be on wednesday but canceled because of the freezin rain. So, we went to the ride and there were many other other exhanges. There were 7 Chinesse, 2 Brazilian, 1 German and 5 Turkish exhange students. We used a sleigh, pulled by horses, to go to a camp house. We stayed at there for the day. We ate hot dogs and marshmellows, made a fire (with my and Yalın's epic barbeque skills of course:D) and slid with tubes.

Saturday was a relaxing day and sunday was the day that I came back. I had lots of fun there and they invited me again. So I'm looking forward to coma back:D.