Geçen perşembe, doğum günümden bir gün önce, okuldan çıkar çıkmaz Moncton'a gittik. Elimizde uzuun bir liste vardı. Saat 8'den 11'e kadar o listeyle uğraştık. Gece ise beklemeye başladım. Sabah 7'de kalkmış olmama rağmen saat gece 3'te hala gözüme uyku girmiyordu heyecandan. Uçak da gecike gecike bir hal oldu. 1:15'te gelmesi gereken uçak 4:15'te geldi. Ama benim için fark etmiyordu çünküü o uçakla annem geliyordu:D. Evet benim canım anneciğim oğluşuna kıyamayıp doğum günüm için dünyanın öteki ucuna geldi. Koordinatörlerin hepsi ilk defa birinin ailesinden biri geldi dediler:D. Normalde öğrenciler dönüyormuş geri:D.
Annem gelince hemen otelde yataklara attık kendimizi. Sabah 10 civarı kalkıp kahvaltı yaptık ve 2 gibi tekrar yola koyulduk. Önce annemle kalacağımız otele eşyaları bıraktık sonra da eve gittik. Evde a önce bahsettiğim listeden aldıklarımızla yemek yapmaya koyulduk. Çok uğraştırıcı bir işti ama annemle aman geçirdiğim için her dakikasına değerdi (yine de patates soymaktan nefret ediyorum). Tüm günü yemek yaparak geçirdik desek yeridir. Yine 11 gibi otele döndük.
Bu arada otel nehrin yanında çok şık bir oteldi ve annemle ikimiz bir odada kalıyorduk. CCumartesi günü yemek yapma işimize devam ettik. Akşam 6 gibi herkes gelmeye başladı ama biz yemeği 7 buçuk civarı bitirdik. Gelenler Mustafa, Barkın, Yalın, Zeynep, Buket, Lale ve onların yanlarında kaldıkları aileler (bir ya da iki kişi geldi en fazla). Toplamda 18 kişiydik. Yemeklerimiz ise köfte, pilav, bulgur pilavı, biber dolması, pastırmalı kuru fasülye ve benim için "anneanne yemeği" olan orman kebabı idi. Eğer ki 7 ay boyunca Kanada'da öğrenci hayatı sürmüş iseniz o sıradaki hislerimizi anlayabilirsiniz. Bunlar yemek yapmayı bilmiyor anacım, her şey pratik olsun diye tatsız tuzsu şeyler yiyorlar. Özel yemekleri de sadece hindi. Başka bir şey yok:D.
Evet cumartesi akşamını da hep beraber geçirip leziz yemekler ve üstüne baklava, lokum ve pişmaniye yiyip türk çayı ve türk kahvesiyle de noktalandırdık. Ben bu arada aşağıda bir kaç arkadaşımı bilardo oynayalım dediklerine pişman etmiş olabilirim tabii. Ve kimsenin aklına gelmediği için yanımızdaki sucuğu hiç çaktırmadan geri götürmüş de olabilirim. Ama sonuçta benim doğum günüm, benim hediyelerim değil mi:P.
Toplamda 15 saati yemek hazırlayarak geçirdik. Hadi ben neyse de annem o uçuştan gelip o kadar az uykuyla nasıl dayandı hiçbir fikrim yok:D. Pazar günü Paskalya'ydı. Biz de sabah kalkıp yürüyüşe çıktık annemle. Annem bol bol fotoğraf çekti her zamanki gibi:D. Sanırım 4 günde benim 7 ayda çektiğimden fala fotoğraf çekmiştir:D. Öğleyin odamıza geri döndük. Biraz dinlendik ve tekrar yürümeye başladık. Yalın'ın ailesi bizi Paskalya yemeklerine davet etmişlerdi. Biz de onların evine yürüdük. Oraya sadece bir kere gitmiş olmama rağmen evi haritasız bulmayı başarmış olmam herkesi baya etkiledi:D Kalabalık bir aileydiler. Ben genelde içeride Yalınla takıldım. Yemekte tabii ki hindi vardı:D. Güzeldi ama biim geçen akşam pişirdiklerimizle boy ölçüşemezdi:D.
Pazartesi günü Colin bizi kayma tepesine götürdü. O gün kızakla gezdik, kar motorsikletinin arkasında sürüklendik, simitle kaydık ve geyik gördük:D. Günü hindi ile noktalamasak olmazdı tabii ki :P. Annem hasta gibiyim falan diyerek beni korkutsa da bir şey olmadı:D. Salı günü ise aslında bir okul günüydü ama annem buradayken ben okula gidicem di mi:D. Sabah sonunda açılmış olan mağazaları biraz dolandık. Öğleyin Colin bizi Moncton'a götürdü. Orada da akşam 6'ya kadar mağazada ve yemek yerinde sohbet ederek oyalandık. Sonra da anneciğimi yolcu etmeye havaalanına gittik. O da sağ sağlim evine döndü:).
Bu kesinlikle şu ana kadar ki en güzel doğum günü hediyesiydi:D. 7 ayın sonunda annemi görmüş olmak nasıl hissettirdi anlatamam. Ne iyi ettin de geldin anneciğim:). Geriye sadece 3 ay kaldı:D.
Not: Sucuğum, çayım, peynirlerim ve yemeklerden geri kalanlar var. 3 ay yetmeliler:D.
World's Best Birthday Gift
Last thursday after school, we went to Moncton. We had a loong list to buy, so we worked on it for a while. After that, we waited 'till 4 and I couldn't sleep. Then we went to airport to greet my mum. Yes, my mother came all the way from Turkey for my birthday. I was soo excited. I haven't seen her since September. So this was great.
Friday, we came back to the house and started preparing a huge for saturday. It was a Turkish meal, with Canadian foods:D. We worked all day Friday and most of the Saturday. After 15 hours of work in kitchen, we finally ate it:D. Saturday night was like a little feast. There were 7 (including me) Turkish exchange students and their host parents. We ate our supper, had our desserts and Turkish coffee or tea. I must say, after all of that work, that night was really enjoying. But both me and my mum were REALLY tired. So didn't leave our beds 'till afternoon next day:D.
Sunday was Easter. We went our for a walk with my mum. My mum took lots of pictures (probably more than I took in 7 months). Then around 2 we went to my friend Yalın's house by walking. They had invited us for their Easter Dinner. It was (like all of the other important meals here:) a turkey dinner. It was delicious but nothing compared to the Turkish food, obviously:D. After the dinner, we walked back to our hotel in which me and my mum stayed.
On monday, Colin took us to the sliding hill. We slayed on tubes, went for a sleigh rideand pulled by a snowmobile:D. Although my mum was saying that she was a bit sick, everything went great and we had lots of fun.
Finally, tuesday was actually a school day but I thought going to school while my mum is here is the most stupid idea ever:D. So we walked around in the morning. Visited some shops and bought some stuff:D. Afternoon, Colin took us to Moncton, where we spent a couple of hours by shopping, eating and talking:D. And at 6, we took my mum to the airport and she travelled home, safe and sound.
I can't explain you how happy I am to see my mum:D. I'm glad that she decided to come:). Thank you for everything mum:). There are just 3 months left:D.