25 Ekim 2015 Pazar

Hepimiz Çocuğuz Ama Hiçbirimiz Aynı Değiliz!

Bugün güzel ve eğlenceli bir gündü. Sabah yine erkenden kiliseye gidip saatlerce dışarıda turladım. Akşam yemeğine bir toplantı vardı o yüzden eve dönmedik. Yemeği dışarıda yedik ve mağazaları falan gezdik. Sonra da toplantıya gittik. Exchangeler ve kaldıkları ailelerin katıldığı bir toplantıydı. Yarışmalar da vardı ve Türkler olarak çok eğlendik. Mesela iskambil kartları dağıtarak bir oyun oynadılar. Biz ne olduğunu pek umursamadık. Ben elimdekilerin tam 21 ettiğini görünce bizimkilere gösterdim ve elimizdekilerle 21 oynadık:D çok eğlenceliydi tabii.

Ama günün asıl olayı az önce yoldayken oldu. Hemen yazmamın nedeni de unutmak istememem. Shiann, ben ve Ahna bir arkadaşlarının arabasıyla eve dönüyorduk. Küçüklüklerinden bahsediyorlardı Shiann ve arkadaşı. Shiann çok utangaç olduğunu ve hala daha tam aşamadığını söyleyince arkadaşı da "ama sen öğretmensin" dedi. Shiann de eliyle bir küçümseme işareti yaparak "çocukların karşısında olmak çok daha kolay" dedi. Sözünden ziyade işaretine alındığımdan "Bizim yetişkinden ne farkımız var biz de bireyiz sonuçta" dedim. "Yetişkin değilsizin sonuçta çocuksunuz, çocukları anlamak daha kolay" dedi. "Hiç de bile, bir çocuğun düşüncelerini anlamak çok daha zordur."dedim. "Hayır değil. Biz de çocuktuk, sizi çok rahat anlayabiliyoruz." dedi. "Çocukları küçümsüyorsunuz bence. Tamam siz de çocuktunuz ama siz biz değildiniz ki. Bizimle aynı şartlarda büyümediniz ve bizimle aynı görüşü paylaşmıyorsunuz. Bizi tahmin edebilirsiniz ama tam anlamıyla anlayamazsınız. Tıpkı yetişkinler gibi" dedim. "Tüm çocuklar aynı düşünüyor, aynı numaraları ve mazeretleri kullanmaya çalışıyor mesela." dedi. "Tüm öğretmenler de aynı kalıpları kullanıyor sürekli, bu sizi aynı mı yapar?" dedim. Biraz durdu, "Sonuç olarak ben senden büyüğüm ve benim yaşıma gelip çocuk sahibi olunca ne demek istediğimi anlarsın." dedi. "Bakın bu da öğretmenlerimi bir tartışmada yenersem bana verdikleri cevabın aynısı, onlarla bir misiniz?" dedim. Hepimiz güldük ve konuşma bitti.

Şimdi bizi dinleseydiniz, güler yüzlü tavrımdan sırf laf olsun veya birini yeneyim diye konuştuğumu düşünebilirdiniz. Ama bu tartışmayı tartışma kazanmış olmak için yapmadım. Tartışmaları severim ve kaybetmeye katlanamam çünkü inatçıyımdır:D Orası kesin zaten. Ama beni içten içe sinirlendiren şey en baştaki ve konuşma boyuncaki küçümseme jest ve mimikleri oldu. hiçbir zaman ben her şeyi bilirim modunda dolaşmamışımdır ve benle aynı fikirde olsun olmasın büyük küçük herkesin sözlerini dinlerim(evet annem buna karşı çıkacak ama öyle, merak etme uygulamayı unutsam da seni de dinliyorum anneciğim:D). Büyüklerime ve tavsiyelerine karşı saygılıyımdır, sonuçta siz bizden daha çok şey biliyorsunuz. Ama en nefret ettiğim söz "Biz de çocuk olduk."tur. Tamam, sınavda kopya çekmeye çalışan çocuğu, derste gizli saklı iş yapmaya çalışanı ya da ne biliyim bazı durumlarla karşılaşanları anladığınıza eminim. Ama sorun şu ki, bazı insanlar her durumda çocukların aynı basit şeylerden ötürü bazı davranışları yaptığını düşünüyor ve hepimizi aynı görüyor. Bu davranıştan nefret ediyorum. Özellikle bu son lise yıllarımda o kadar çok değişik insan tanıdım ki bunun ne kadar yanlış olduğunu anlıyorum. Hatta bazı insanlar o kadar ileri gidiyor ki mutsuz bir kız görünce direk "Sevgilisinden ayrılmıştır, derslerden düşük almıştır. Abartıyor geçer." veya mutsuz bir oğlan görünce "Kız peşinde koşmuştur, oyunu bozulmuştur, iddia kaybetmiştir." diye düşünüp daha sorunu bile sormadan umursamayıp geçiyorlar. Herkes çocuktu, ama herkes aynı kişi değildi. Herkes aynı imkanlara, görüşlere sahip değildi. Herkesin hayalleri, sevdikleri ve büyüdükleri ortam da aynı değildi. Yani bir çocuğu tahmin edebilirsiniz ama kesin olarak anlayamazsınız, tıpkı bir yetişkini anlayamayacağınız gibi. Ben bu konuda çok şanslıyım çünkü çok güzel bir aileye ve çevreye sahibim.  Benim ailem beni hiç yaşım küçük diye küçümsemedi ve küçümsemezde(veya bunu çok iyi bir gizlilikle yapıyorlar :D). Bu konuda bana katılmayabilirsiniz. Haksız veya yanlış olduğumu düşünüyorsanız bunu "Büyüyünce anlarsın" diye kestirip atmak yerine düzgünce açıklarsanız sizi can kulağıyla dinlerim:).

5 yorum:

  1. Hahahaa, senin yazilarini okurken niye hep yüzümde bir siritma oluyor?:)

    (Bu arada, burada tek yorum yazan ben miyim hep yav? )


    Valla Metahan, tartismanizi okurken, tamam dedim, Metehan yakinda TR'ye dönüyor, Handan sarmalari börekleri hazirla! diyecektim ki... sanirim toparladiniz sonunda:))

    Bence herkes kendi acisindan hakli...o da , sen de. Bazi seyleri kendin yasmadan, o yasa gelmede gercekten anlayamazsin. Ben de senin yaslarinda ayni tartismalari yapardim büyüklerimle, simdi onlari daha iyi anlayabiliyorum. Herseyde hakli olmalasalar da, ozamanlar haksiz buldugum bircok seyde haklilarmis kendilerince.
    Anlamaya calismak lazim birbirini.


    Bu da su fikraya benzedi simdi he:

    Nasrettin Hoca yaşadığı yerde kadılık yapmaktadır.
    Bir gün iki adam gelerek birbirlerinden davacı olurlar.
    Hoca 1.adamı dinler ve ona.
    -sen haklısın.der
    diğer adam itiraz eder Hoca ona
    -sen de haklısın der.
    olup bitenleri izleyen Nasrettin Hoca nın hanımı:
    -hoca bu nasıl iştir?hem ona hem de diyerine haklısın
    dedin.
    Hoca bu sözler üzerine hanımına döner ve.
    -sen de haklısın der.

    :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahaha benim de aklıma o fıkra gelmişti tam:D. Ve yok kendimi kovdurtmadım daha:D

      Sil
  2. Metehan selam. Haklı veya haksız olmak önemini yitiriyor bir süre sonra biliyor musun? Gerçekten herkes haklı. Çocuklar ve gençler biz yetişkinlere göre (37 yaşındayım) çok daha renkli, umutlu, iyimser olsun isterim ama biliyorum ki pek çok çocuk /genç içinde bulunduğu yaşın çok üstünde olmak zorunda.

    Yolun açık olsun. Bence annenin takip etmediği ayrı bir blog aç:)

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim:) Annemden habersiz blog olur mu hiç, ondan habersiz bir adım atsam hisseder:D

    YanıtlaSil