Bugün geziye çıktık. Nereye demeyin hiçbir fikrim yok. Ama bütün Exchangeler bir otobüse doluştuk ve sabah 7'den itibaren akşam 9'a kadar yolların altını üstüne getirdik. Arkaya altı Türk doluşunca biz nereye gittiğinin bir önemi kalmıyor haliyle:D. Gittiğimiz yerler fena değildi ama bizim grup olmasa hayatta gidilmezdi yani. İlk olarak kocaman bir ıstakoz heykeli görmeye gittik. Heykel ve manzara güzeldi. Yalnız bize 1 saat verdiler ve 10 dakika sonra "eee şimdi?" moduna geçtik. Çekildik bir kenara sohbet ettik:D. Sonra bir mısır tarlasına gittik. Labirent şeklinde yapmışlar. Çok eğlendiğimi söyleyebilirim kaybolurken:D. En sonunda çareyi daha önceden bizim gibi "Bu ne ya böyle?" diyen insanların açtığını tahmin ettiğim yarıklardan geçerek dümdüz çıktık. Tabi her duvardan geçişimizde bir "Allah'ım lütfen kordinator burada olmasın." dualarını da es geçmemek lazım:D. Çıkışta ben bir balkabağı silahı buldum kocaman topumsu bir şeydi. Onunla 1 el bir arabaya ateş ettim. Hepimiz basit bir şeydir demiştik ama alet tetiğe basmamla gök gürültüsüvari bir sesle kabağı son hız fırlatınca hepiniz yerimizden hopladık:D. Orada iki saat (on beş dakika labirent, on beş dakika mağza ve bir buçuk saat sohbet) geçirdikten sonra da değişik birkaç kayayı görmeye gittik. Gezinin en manasız kısmıydı esasında. Kayalar suyun yükselmesiyle oyulmuş marakaslara benzeyen şeylerdi. Güzellerdi ama bize orada da iki saat verdiler ve biz yine bir buçuk saat bir kenarda oturduk. En sonunda büyük bir mağazaya vardık ve orada da iki saat verdiler. Yemek yedik. Ben bir iki parça eşya aldım. Aslında almam gereken bir iki şey daha vardı ama Qubec'e gidecekmişiz ve Mustafa orada daha rahat ve ucuza bulursun dediğinden aramadım. Bir de mangal alıp haftasonu mangal yapmayı amaçlıyorduk ama mağzalarda dolanırken onu unuttuk artık bi dahakine bir yerden buluruz dedik:D.
Peki şimdi 1 saat Istakoz, 2 saat mısır, 2 saat kaya ve 2 saat mağaza. Geri kalan 7 saate ne oldu derseniz otobüste ya kendi aramızda ya da Brazilyalılarla karşılıklı konuşup atışmakla geçti. Ama kesinlikle eğlenceliydi:D.
Dip not: Resimlerim var ama maalesef yarın koyabileceğim çünkü 11den sonra wi-fi'yı kapatıyorlar:D
A Lobster, A Couple of Stones and Lots of Fun
Well today we were on roads from 7 am to 9 pm with all the exchanges. It was lots of fun as we sit together as Turkish Team in the back of the bus. We went to see a giant lobster. Then we went to see a corn field which is like a maze. We got lost :D. Then I shoot with a pumpkin gun. It was awasome. Then we went to see some stones which are effected by water when it rises. They were thin in the bottom and thick at the top. It was weird. Then we went to a shopping mall. I didn't buy much as Mustafa said that I could find all the stuff that I need when we went to Qubec. He said that it would be easier to find and cheaper to buy there. And then we came back.
We spent like 7 hours in the bus. It may seem like borind but it was awasome. It was great as we all together with the other Turkish student. If they weren't there, I would probably not go:D.
Note: I will add pictures tomorrow as I don't have wi-fi now.
Ağacından kopmuş küçük bir yaprak misali süzülüyor göklerde. Nereye gideceği ve nelerle karşılaşacağı hakkında hiçbir fikri yok. Ama korkmuyor, arkasında onu destekleyenler ve sırtında sonbahar rüzgarları olduğu sürece korkmasının bir anlamı yok. Rüzgarın onu götürdüğü yere kadar gidecek. Gördüğü şeylerle gelişecek. Eve geri döndüğünde aynı kişi olmayacak belki ama anlatacak birçok hikayesi ve tanıştığı birçok dostu olacak. İşte bu rüzgardaki yaprağın hikayesi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bekliyoruz resimleri:)
YanıtlaSilEvet evet bekliyoruz :)
SilGeliyor tamam:D
Sil